Etiket arşivi: ÖZGÜR SURİYE ORDUSU

ÖZGÜR SURİYE ORDUSU ESEDİ CAN EVİNDEN VURUYOR


İRAN ANALİZ / Özgür Suriye Ordusuna bağlı sahil bölgesindeki direniş güçlerinin Esed çetelerine vurduğu darbeler şiddetini artırarak devam ediyor. Beşşar Esed dikta rejiminin belkemiğini oluşturan, devlet kurum ve kuruluşlarını 1970’den bu yana sömüren kesimlerin yoğun bulunduğu Lazkiye ve civarında direniş güçlerinin inanılmaz başarılar elde ettiğine dikkat çekiliyor. Askeri karargahlar, üsler, şebbihalara ait merkezler ve kontrol noktalarını birer birer ele geçiren direniş güçlerinin buralardan elde ettikleri silahları düşmana karşı ölümcül bir şekilde kullandığı bilgisi veriliyor.

Başlarında korgeneral, tuğgeneral ve tümgeneraller ile çeşitli rütbelerdeki profesyonel askerlerin bulunduğu irili ufaklı onlarca tugay ve direniş hareketi güçlü yapılar oluşturuyor. Lazkiye ve civarında Ahrarus Sahil Tugayları bünyesinde bir araya gelen, askeri devrim meclisleri ile idari yapılanmalarını tamamlayıp kurtarılmış bölgeler oluşturan silahlı Suriye devrimi Esed rejimine büyük darbeler vuruyor. Rejime sadık Nusayri azınlığın bulunduğu bu bölge halkının askeriye, diplomasi, bürokrasi ve devletin birçok kurumunda kadrolaştığı biliniyor.

Suriye genelinde korkunç katliamlar işleyen pilotlar, askeri, istihbarat yetkilileri ve eli kanlı paramiliter Şebbiha güçlerinin bu bölgelerden geldiğine dikkat çekiliyor. Bu sebeple silahlı direnişin hiç beklenmediği veya zayıf olacağı yönünde rejimin yaptığı tahminlerim tam tersi bir durum yaşanıyor.

Askeri Devrim Meclisleri Ortak Komutanlığı üyesi özel kuvvetlerden Tuğgeneral Hüseyin Kulliyeh ellerindeki çeşitli silahlarla direnişçileri eğittiğini söylüyor. Eğitimlerini ve askeri yeteneklerini geliştirdiği savaşçıların daha düzenli ve tertipli olduğunu belirtiyor.

PKK’nın üst düzey sorumlusu öldürüldü!


SURİYE’de PKK’nın uzantısı olarak bilinen PYD’nin silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) Halep Komutanı Nujin Derik’in, Esad’a muhalif Özgür Suriye Ordusu tarafından öldürüldüğü ileri sürüldü.

Terör örgütüne yakın internet sitelerinde yeralan haberlere göre, Suriye’de geçtiğimiz günlerde Özgür Suriye Ordusu ve PYD’nin silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri (YPG) arasında başlayan ve silahlı çatışmaya dönüşen gerginlik devam ediyor. Halep kentinde bulunan ve PKK tarafından desteklenen PYD’nin silahlı kanadı YPG’nin Halep sorumlusu Nujin Derik’in dün öldürüldüğü öğrenildi.

Geçen 26 Ekim’de Halep’teki Eşrefiye Mahallesi’nde Kürtlerin düzenlediği yürüyüşe yönelik Özgür Suriye Ordusu tarafından açılan ateşte 13 kişi ölmüş, buna karşılık, YPG milisleri de misilleme saldırısı düzenleyerek Özgür Suriye Ordusu’nun 19 üyesini öldürmüştü.

Bu saldırıda ölenlerin cenazelerinin Özgür Suriye Ordusu güçlerine teslim edilmesi sırasında kaçırıldığı bildirilen YPG’nin Halep Komutanı Nujin Derik’in dün öldürüldüğü belirtildi.

Çetelere maaşlar Türkiye’den


Halep’te Suriye Ordusu ile çarpışan silahlı muhaliflerin komutandan şok iddia!

Esad’ı devirmek için gönüllü savaşçı olan Suriyeli muhaliflerin 100 dolar aylık aldığı ortaya çıktı. Maaşları, başta Türkiye ve bazı İslam ülkelerinin ödediği ileri sürüldü…

Suriye’de 20 aydır iç savaş var. Devlet Başkanı Esad’ı devirmek isteyen Özgür Suriye Ordusu’nun bazı komşu ülkelerden destek aldığı biliniyor. Bu ülkelerin başında da Türkiye bulunuyor. Bu yüzden Suriye ile olan ilişkilerimiz tamamen bozuldu. Suriye’nin ittifakları da Türkiye’yi tehdit etmeye başladı. Buna rağmen muhaliflere olan desteklerimiz sürüyor. Kaoslar yaşanırken bir iddia daha ortaya atıldı. Halep ve Şam’daki Suriye silahlı muhalif savaşçıları ilk maaşlarını aldılar.

Maaşların Türkiye’nin de içinde olduğu bazı İslam ülkelerinden gittiği öne sürüldü Rusya’nın Sesi Radyosu’nun AFP’den aktardığına göre, isyancıların çeşitli tugay komutanları maaşlarının Basra Körfezi ve diğer İslam ülkelerinden geldiğini ifade ettiler.

150 dolar alan da var

Halep’te yabancı muhabirlerin de takip ettiği ‘ödeme günü’nde konuşan komutanlardan birinin yaptığı açıklama oldukça dikkat çekiciydi.

100 dolarlık ödemesini alan muhalif komutan, ödemelerin Türkiye ve körfez ülkeleri gibi İslami ülkelerden geldiğini açıkladı. Suriyeli muhaliflerin çoğunun ailesi şu anda Türkiye’deki sığınma kamplarında bulunuyor. Muhalif Devrimciler Askeri Kurulu’nun finans işlerinden sorumlu Albayı Abdüsselam Humaidi ise muhalif savaşçıların her ay 150 dolar aldığını, ilerde rakamın değişebileceğini açıkladı.

Esad Askerlerine Infaz


490cd02e-fdec-45ff-961f-2676c9ec37ef.Jpeg

Sunday Times Gazetesi’nde yayınlanan fotoğraf Şam Muhalifi El Nusra örgütünün Esad askerlerine El Kaide usulü infazını gözler önüne serdi. El Nusra’nın bu fotoğrafla Esad için savaşan askerleri yıldırmaya çalıştığı iddia edildi.

İnternete düşen bu fotoğrafın Suriye askerlerinin ellerini bağlayıp tek tek öldürülürken gösterdiği iddia edildi. El Kaide yanlısı Es nusra örgütü üyesinin Esad askerlerini diz çöktürerek tabancayla tek tek öldürdüğü görüntü vahşeti ortaya koydu.

Şahin Erkenez

ÖZGÜR SURİYE ORDUSU ESED REJİMİNİN 61 UÇAĞINI YOK ETTİ


İRAN ANALİZ / Özgür Suriye Ordusu kaynakları yaptığı açıklamasında geçtiğimiz yedi ay içerisinde Esed işgal güçlerine ait toplam 61 savaş uçağı ve helikopterini imha ettiğini duyurdu. Bunlardan yaklaşık 53 tanesinin video ve fotoğraf kaydının bulunduğunu bildiren ÖSO kaynakları imha edilen düşman hedeflerinin ya saldırı esnasında ya da hava üslerine yönelik direniş operasyonlarında yok edildiğini belirtti. Ekonomik olarak iflas eden, Rusya ile İran ve uzantısı Maliki-Hizbullah-Şii oluşumların destekleriyle ayakta durmaya çalışan Esed rejiminin, düşürülen uçaklar nedeniyle milyar dolarlık kaybı olduğuna dikkat çekiliyor.

Suriye direniş örgütleri içerisindeki en büyük oluşumlardan olan, bünyesinde onlarca general, binlerce albay, subay ve yüz binlerce profesyonel asker ile gönüllüyü barındıran Özgür Suriye Ordusu’nun açıklaması sahadaki gerçek durumu gözler önüne seriyor.

Buna göre ÖSO:

1- Masum halkı, camileri, evleri, okulları ve yerleşim yerlerini bombalayan 61 savaş uçağını düşürdü. Bunlardan bazıları net ve seçilebilir şekilde, bazıları anlaşılabilir şekilde olmak üzere 53 operasyon çok zor şartlar altında olsa video ile kayıt altına alındı, fotoğrafları yayımlandı. Bu videolardan bazılarında içlerinde hava albay da olmak üzere düşman pilotları esir alındı. Video yerinden uçak parçalarının bulunduğu şekilde görüntüler hemen kamuoyu ile paylaşıldı.

2- Düşman uçaklarından 40 tanesi saldırı esnasında yok edildi. Bunlardan 21 tanesi ise ÖSO mücahitlerinin en-Niyreb, Teftenaz gibi hava üslerine yönelik operasyonlarda kalkış yapamadan imha edildi.

3- İstatistiklere göre düşürülen uçakların çoğunluğu İdlib bölgesinde. Bunların sayısı 32′yi buluuyor. Deyr ez-Zor bölgesi ise MIG savaş uçaklarının düşürüldüğü toplam 10 uçağa mezar olan yer olarak öne çıkıyor.

4- Düşürülen uçakların video kayıtlarının olması karapropaganda üzerinden savaş yürüten Esed ile müttefiki İran-Şii-Hizbullah medyasının kolunu bağlayan önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor. Ülkenin %75′inden fazlasını elinde tutan halk direnişinin üstesinden gelemeyen rejimin elindeki tek güç hava gücü.

5-T-72 tipi tanklardan, BMP tipi zırhlılara, askeri araçlara ve nakliye tipi zırhlılara kadar yüzlerce aracını, binlerce şebbiha ve askerini kaybeden Esed rejimi bu şiddetli başarısızlığını hava saldırısı ile örtmeye çalışıyor. Ancak bu konuda da başarısızlığa uğradığı bağımsız kaynakların raporlarında ortaya çıkıyor. Mali olarak çöken rejimi Rusya-Çin ve özellikle İran-Şii oluşumların ayakta tutmaya çalıştığı Esed güçlerine ait savaş uçaklarının böylesi büyük bir rakamlarda yok edilmesi mali olarak milyar dolarlarla ifade ediliyor.

6- Savaş uçaklarının ÖSO’nun elindeki çok sınırlı imkanlarla, daha çok doçka tipi ağır silahlarla düşürülmesi askeri anlamda da Esed rejiminin son derece zayıf olduğu şeklinde değerlendiriliyor. Zira stringer benzeri güdümlü uçaksavar füzelerinin, ağır silahların veya uçaksavar malzemelerinin Suriye direnişinin elinde olması halinde devriminin gidişatının haftalar içerisinde değişeceği gerçeğine dikkat çekiliyor.

ÖZGÜR ORDU’NUN YEDİ AYLIK HASILATI: 61 UÇAK YOK EDİLDİ


İRAN ANALİZ / Özgür Suriye Ordusu kaynakları yaptığı açıklamasında geçtiğimiz yedi ay içerisinde Esed işgal güçlerine ait toplam 61 savaş uçağı ve helikopterini imha ettiğini duyurdu. Bunlardan yaklaşık 53 tanesinin video ve fotoğraf kaydının bulunduğunu bildiren ÖSO kaynakları imha edilen düşman hedeflerinin ya saldırı esnasında ya da hava üslerine yönelik direniş operasyonlarında yok edildiğini belirtti. Ekonomik olarak iflas eden, Rusya ile İran ve uzantısı Maliki-Hizbullah-Şii oluşumların destekleriyle ayakta durmaya çalışan Esed rejiminin, düşürülen uçaklar nedeniyle milyar dolarlık kaybı olduğuna dikkat çekiliyor.

Suriye direniş örgütleri içerisindeki en büyük oluşumlardan olan, bünyesinde onlarca general, binlerce albay, subay ve yüz binlerce profesyonel asker ile gönüllüyü barındıran Özgür Suriye Ordusu’nun açıklaması sahadaki gerçek durumu gözler önüne seriyor.

Buna göre ÖSO:

1- Masum halkı, camileri, evleri, okulları ve yerleşim yerlerini bombalayan 61 savaş uçağını düşürdü. Bunlardan bazıları net ve seçilebilir şekilde, bazıları anlaşılabilir şekilde olmak üzere 53 operasyon çok zor şartlar altında olsa video ile kayıt altına alındı, fotoğrafları yayımlandı. Bu videolardan bazılarında içlerinde hava albay da olmak üzere düşman pilotları esir alındı. Video yerinden uçak parçalarının bulunduğu şekilde görüntüler hemen kamuoyu ile paylaşıldı.

2- Düşman uçaklarından 40 tanesi saldırı esnasında yok edildi. Bunlardan 21 tanesi ise ÖSO mücahitlerinin en-Niyreb, Teftenaz gibi hava üslerine yönelik operasyonlarda kalkış yapamadan imha edildi.

3- İstatistiklere göre düşürülen uçakların çoğunluğu İdlib bölgesinde. Bunların sayısı 32′yi buluuyor. Deyr ez-Zor bölgesi ise MIG savaş uçaklarının düşürüldüğü toplam 10 uçağa mezar olan yer olarak öne çıkıyor.

4- Düşürülen uçakların video kayıtlarının olması karapropaganda üzerinden savaş yürüten Esed ile müttefiki İran-Şii-Hizbullah medyasının kolunu bağlayan önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor. Ülkenin %75′inden fazlasını elinde tutan halk direnişinin üstesinden gelemeyen rejimin elindeki tek güç hava gücü.

5-T-72 tipi tanklardan, BMP tipi zırhlılara, askeri araçlara ve nakliye tipi zırhlılara kadar yüzlerce aracını, binlerce şebbiha ve askerini kaybeden Esed rejimi bu şiddetli başarısızlığını hava saldırısı ile örtmeye çalışıyor. Ancak bu konuda da başarısızlığa uğradığı bağımsız kaynakların raporlarında ortaya çıkıyor. Mali olarak çöken rejimi Rusya-Çin ve özellikle İran-Şii oluşumların ayakta tutmaya çalıştığı Esed güçlerine ait savaş uçaklarının böylesi büyük bir rakamlarda yok edilmesi mali olarak milyar dolarlarla ifade ediliyor.

6- Savaş uçaklarının ÖSO’nun elindeki çok sınırlı imkanlarla, daha çok doçka tipi ağır silahlarla düşürülmesi askeri anlamda da Esed rejiminin son derece zayıf olduğu şeklinde değerlendiriliyor. Zira stringer benzeri güdümlü uçaksavar füzelerinin, ağır silahların veya uçaksavar malzemelerinin Suriye direnişinin elinde olması halinde devriminin gidişatının haftalar içerisinde değişeceği gerçeğine dikkat çekiliyor.

Şam’ın Türkiye’ye Cevabı Daha Fazla Terör Olacaktır


Suriye’deki isyanı diğer Arap ülkelerindekilerle karşılaştırarak arasında benzerlikler çıkaranların çok yanıldıkları ortada. İsyancılar ve Şam yönetimi olarak her iki taraftan da bakıldığında bu ülkedeki durumun düzelmesi yerine her geçen gün biraz daha karıştığı görülüyor.

Bölgedeki her kargaşanın faturasını ödemesi artık gelenek halini alan ülkemizin bulunduğu her girişim, onu Suriye bataklığına biraz daha çekiyor. Yandaş veya hasım taraflardan hangisi olursa olsun atılan her adımı kazanca çeviren tek bir grup var ki o da; PKK/PYD tarafıdır. Bazıları için kör dövüşüne dönen gidiş sırasında, Türkiye’nin girişimleri taraf olan gruplardan birinin üzerinde olumlu etki yaratıyorsa, diğerinde aksi yönde olumsuzluğa neden oluyor. Düğümün uçları bir kat daha karışıyor. Bu gidiş doğrultusunda yurt dışına asker gönderilmesine izin veren “Tezkere”ye olumlu bakanlar olduğu kadar bizim hiç aklımıza gelmeyen şekilde yorumlayanlar da çıkıyor.

Suriye’nin Kürt bölgesinden PKK yanlısı haberler vermesiyle tanınan gazeteci Barzan İSO’nun 05.10.2012 günü IMC televizyonundaki Mercek Altı programında belirttiği görüş, sürecin her an aleyhimize olacak değişik bir yöne çekilebileceğinin emaresini taşımaktadır.

B. İSO bu programda; Türkiye’nin oluşturmaya çalıştığı tampon bölgenin Kürtler için olumlu sonuç vereceğini, çünkü tampon bölgenin Suriye Kürtleriyle, Türkiye Kürtlerini birleştireceğini ve Kobani’nin Suruç ile birleşmesi gibi somut sonuçların ortaya çıkacağını ifade etti. Aynı gazeteci tezkerenin askeri bir harekata izin vermesi halinde Çaldıran’a dönüş olacağı görüşünü ortaya attı. Suriye’deki isyanın bir mezhep çatışması olduğuna değinen gazeteci; Safevi tarafının kimi Şiiler için “Muntazar Mehdi-Beklenen Mehdi” olan Ahmedinejad olacağını, Türkiye’nin bir müdahalesinin Şiileri hedef alması anlamına geleceğini, dolayısıyla bunun anlamının da günümüzün Çaldıran’ı olduğu nu iddia etti. Kürtçü ve Şii görüşü olarak bu, son derece tehdit kokmaktadır.

Tampon bölgenin yol açacağı fiili durumu biraz daha geniş bir alanı kapsayacak şekilde ele alırsak ortaya Nusaybin ile Kamışlı’nın, Cizre ile Derik’in birleşmeleriyle alanın genişleyeceği sonucuna varabiliriz.

PKK/PYD var gücüyle bu olası senaryolar üzerinde çalışıyor ve bu çabalarında Baas yönetiminin kendisine gösterdiği hoşgörü ve sağladığı serbestlikten yararlanıyor. Şam’ın terör örgütünü kollamasının sonucunda;

– Afrin, Kobani, Haseki, Derik, Amudiye’de yerel yönetim oluşturarak halkı temsil etme meşruiyetine bürünüyor.

– Halep, Kamışlı, Amudiye, Haseki, Serê Kaniyê, Afrin’de PYD muhaliflerini kaçırarak ve pusuya düşürüp öldürerek sindiriyor. Rehin alıp para karşılığında serbest bırakıyor.

– Üstünlüğü ele geçirdiği yerlerdeki Barzani yanlısı Kürt Ulusal Konseyi’nin faaliyetlerine engel oluyor. Kurduğu kontrol noktalarıyla denetimi olabildiğince sıkılaştırıyor.

– Kobani ile Afrin arasında askeri eğitim kampı kurup, terör örgütüne bağlı silahlı yeni bir güç yaratıyor. Askeri kampların faaliyetinin bizzat ESAD yönetiminin desteği altında yürütüldüğü öne sürülüyor. Kürt Ulusal Konseyi’nin silahlı güç oluşturmasına izin verilmezken PKK/PYD bu konuda serbestçe örgütleniyor. “Şehit sarya tugayı”nın ikinci bir askeri örgüt olarak ortaya çıkması bu serbestliğin ve desteğin sonucudur.

– K. Irak sınırındaki kontrol noktaları vasıtasıyla buradan yapılan ticaretten vergi alarak haraç topluyor. Bazı kaynaklara göre sınırda topladığı haracın miktarı iki yüz milyon doları buluyor.

K. Suriye’de durumun nereye vardığı ortadadır. “Şehit sarya tugayı”nı ele aldığımızda YPG militanlarının eline verilen silahları nereden geldiğini düşünmek gerekir. Şam’ın Baas yönetimiyle K. Irak, PKK/PYD’nin ilk akla gelen silah kaynaklarıdır. Diğer bölge ülkeleri de terör örgütünü silahlandıran kaynaklar olarak değerlendirilmelidir. İstihbarat teşkilatlarının hedef ülkelerin hasmı terör örgütlerini silahlandırdıkları unutulmamalıdır.

Şam, ülkedeki iktidar gücünü kaybedeli çok oluyor. İsyancıların bölgeleri başkentin her türlü denetiminin dışında kaldı. Bu haliyle Suriye’nin Kürt bölgesi de, 36. Paralel zamanındaki Irak Kürt bölgesinden farklı değildir. Bugünkü karmakarışık Suriye ortamında çok net olan gerçek, istihbarat örgütlerinin varlığıdır. Türkiye’nin karşısında gerek Suriye üzerinden gerekse doğrudan dünyanın gizli servisleriyle işbirliği yapan bir PKK vardır. Ve bugün YPG adıyla ortaya çıkan terör uzantısı yarın ÖCALAN’ın peşmergeleri olarak düzenli ve meşru bir Kürt silahlı gücü halini alacaktır. Biz aynı sahneyi K. Irak’ta BARZANİ oyununda izlemiştik.

PKK için para, Türkiye’deki eylemleri, Suriye’deki silahlanma ve örgütlenme faaliyetleri için her zamankinden çok daha fazla gereklidir. Eski para kaynakları böyle bir “atılım” için yeterli değildir. Her gün yenisi ele geçen ve artık ton ağırlık birimiyle ifade edilen esrar terör örgütünün bütçe ihtiyacını karşılayan en önemli gelir kaynağıdır.

Bunca esrarın nereye gittiği üzerinde de düşünülmelidir. Esrarın yurt dışına kaçırılması elde edilecek para karşısında zahmetinin çok daha fazla olması nedeniyle öyle pek rağbet görmez. Bunun yerine yurt içindeki tiryakiler tercih edilir. Tıpkı sigarada olduğu gibi güvenlik güçlerinin son zamanlarda ele geçirdikleri esrarın miktarındaki büyüklük de zaten yurt içi piyasasını ortaya koyuyor. Bu açıdan bakıldığında, hep dediğimiz gibi PKK sadece bir güvenlik sorunu değildir. Aynı zamanda bir ahlak sorunudur da…

Gelişmelerden lehine sonuçlar çıkararak harekete geçme önceliğini elinde tutan PKK’nın Batı ülkelerindeki faaliyetinin önemi de unutulmamalıdır. Önceki değerlendirmelerimizde değindiğimiz gibi PKK ve uzantıları Batı’da yine yoğun bir hareketlilik içerisine girdi. Alman parlamentosunda “Kürt kimliği tanınsın” oturumu, Fransa’da KNK’nın öncülüğünde “Batı Kürdistan” konferansı bu girişimlerden sadece iki örnektir. Çabuk unutulduğu için zihinleri tazelemek bakımından Batı ülkeleri terör örgütünün temel güç kaynağıdır, hatırlatmasında bulunalım. PKK/PYD’ye bölge ülkeleri burunlarını zaten sokmuşlardı. Batı ülkelerinin de müdahil olması Türkiye’nin elini daha da açmaza sokmaktadır. Buna karşılık Suriye-PKK/PYD cephesini güçlendirmektedir.

Nitekim terörist merkezlerinden yapılan açıklamalar buram buram kibir kokmaktadır. Barışı getireceği iddia edilen görüşmeyi güvenilmez olarak niteleyip ret eden PKK’lı baş teröristler, “devlet Kürtleri” dışında kalan silahtan yana olan Kürtleri etkisizleştireceğini belirtiyorlar. Onlara göre; silah bırakmayı ret ederlerse ki elbette ret edecekler, devlet dünyaya onları uzlaşmaktan kaçmakla ve barışı baltalamakla suçlu ilan edecek. Kısaca bu, bir tür PKK tasfiye operasyonudur.

Cemil BAYIK. Murat KARAYILAN ve yurt içindeki siyasiler, yukarıdan kibirli ifadelerle sanki devlete böyle bir niyetlerinin bulunduğunu iletmişler gibi iktidarın kendiliğinden bu işe giriştiğini iddia ediyorlar. İçerisinde bulundukları “stratejik atılım” döneminin adeta tadını çıkarıyorlar. Ada sakini de hücresinden, ben bulunduğum yerden “barış sürecini” yürütemem açıklaması yapıyor. Beni buradan çıkarmak zorundasınız diyor.

PKK tam bitmek üzereyken K. Irak can suyu etkisi yapmıştı. Şimdi ise tam devletleşme aşamasındayken K. Suriye, PKK’nın imdadına yetişti. Bunda Baasçı ESAD’ın sanıldığından çok etkisi bulunmaktadır. Türkiye’nin bataklığa çekilmesiyle sonuçlanan her girişimi Şam’ın PKK’yı biraz daha azdırmasıyla cevap bulmaktadır. Geldiğimiz bu noktada ESAD yine aynı yola başvurarak PKK’yı üzerimize biraz daha şiddetle saldırtacaktır.

http://www.turksam.org/tr/a2783.html

ÖZGÜR SURİYE ORDUSU FÜZE DOLU HAVA ÜSSÜNÜ ELE GEÇİRDİ


İRAN ANALİZ / Katliamlara karşı halkı korumak ve barışçıl gösterilerin devamını sağlamak için kurulan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ülke genelinde büyük başarılar sağlamaya devam ediyor. Son olarak birçok kontrol noktasını, askeri merkezi ve Şebbiha karargahlarını ele geçiren ÖSO Şam dışındaki füze depolarının bulunduğu hava savunma karargahını ele geçirdi. Askeri uzmanlar ve gözlemciler böylesi önemli bir noktanın ele geçirilmesinin Esed rejim güçlerine çok büyük bir darbe olduğu yorumlarında bulundu.

Youtube’de yapılan operasyon görüntülerini de paylaşan ÖSO mücahitlerinin hemen arkalarındaki düşman noktasında havaya dumanların yükseldiği görülüyor. ÖSO’ya bağlı el-Gavte eş-Şarkiye bölgesindeki askeri birliklerin düzenlediği operasyon son derece iyi bir şekilde planlandı ve yürütüldü. Düşman üssündeki füzelerin sayısı, niteliği ve bunların nereye nakledildiği konusunda durumun son derece hassas olması sebebiyle direniş kaynakları bilgi vermekten kaçındı.

Operasyon sonrası Esedin hava üssünün içinden çekilen video linki

ÖSO FÜZELERLE DOLU DÜŞMAN HAVA ÜSSÜNÜ ELE GEÇİRDİ

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=q_vQvVhTu0s

‘İranlıları 48 saat sonra infaza başlayacağız’


Özgür Suriye Ordusu’na bağlı bir grup, Esad rejimine yardım ederken ele geçirdikleri İranlıları 48 saat sonra infaz etmeye başlayacaklarını duyurdu.

Suudi sermayeli El Arabiya televizyonunun internet sayfasında yer alan habere göre, Suriyeli muhaliflerin silahlı kanadı Özgür Suriye Ordusu’na bağlı bir grup, Esad rejimine ültimatom verdi.

El Arabiya televizyonunda yayınlanan videoda, Esad rejiminin 48 saat içinde tutuklu muhalifleri serbest bırakmaması ve sivillere karşı bombardımanı durdurmaması halinde, rehin aldıkları İranlıların infaz edilmeye başlanacağı belirtildi.

Özgür Suriye Ordusu’nun Şam kırsalında faaliyet gösteren kolu açıklamasında, "İran rejiminin desteklediği Suriye yönetimi, 48 saat içinde muhalif tutukluları serbest bırakmaz ve silahsız sivillere yönelik bombardımanı durdurmazsa, her şehit için bir İranlı mahkumu öldüreceğiz" denildi.

Özgür Suriye Ordusu adına açıklama yapan üniformalı bir kişi, Esad rejiminin silahlı milisleri Şahiba adına Şam’da faaliyet gösteren 48 İranlının ellerinde olduğunu söyledi.

Görüntülerde "infaz edilecek" İranlılar da gösterildi. Söz konusu İranlılardan bazılarının İran Devrim Muhafızları üyesi olduğu da iddia edildi.

Özgür Suriye Ordusu’nun rehin aldığı 48 kişiden 1’nin Afgan uyruklu olduğu açıklamada yer aldı.

Hatay’dan taşınan Suriyeli askerler yeni örgüt kurdu


Hatay’ın Apaydın kampındaki karargahlarını Suriye’ye taşıdıklarını açıklayan muhalif subaylar, Adnan Arur öncülüğünde yeni bir askeri örgüt kurdu.

MEDYANIN GÜNLÜĞÜ-Suriyeli muhalif subay ve askerlerin, “Devrimci Askeri Konseyleri Ortak Komutanlığı” adı altında bir araya gelmesini sağlayan isim, Hamalı selefi din adamı Şeyh Adnan Arur oldu.

Şeyh Adnan Arur, “Devrimci Askeri Konseyleri Ortak Komutanlığı”nın İdlib şehrinde gerçekleştirilen kuruluş törenine, oğlu Muhammed Arur’la birlikte katıldı.

Muhammed Arur, askeri törende sunuculuk yaparken, subay ve askerlerin tekbir ve alkışları eşliğinde kürsüye gelen Şeyh Arur, 20 dakika süren bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Suriye rejiminin devrilmesi hususunda geri adımın atılmayacağını vurgulayan Şeyh Arur, Suriye rejimiyle diyaloga da karşı çıktığını söyledi. Şeyh Arur “Çocuk katilleri ve namus düşmanlarıyla diyaloga karşı çıkıyoruz” dedi.

Suriye’ye hava sahasının uçuşa kapatılması çağrısını yineleyen Şeyh Arur “Bazı muhalifler, bu talebimize karşı çıkıyor. Bana göre onlar, Suriye rejiminden daha tehlikelidir. Onlar, esasında rejimi savunuyorlar. Suriye hava sahasının uçuşa kapatılmasıyla karadan müdahale arasında fark var. Onlar, bunu anlayacak bilinçten yoksunlar” diye konuştu.

Konuşmasının sonunda eline zeytin dalı alarak “Herkes bilir. Biz, barışa aşık bir ümmetiz” diyen Şeyh Arur, sonrasında eline silahı alarak “Yine herkes bilir ki biz, cihada aşık olan bir ümmetiz” dedi. Şeyh Arur’un bu tavrı, subay ve askerler tarafından tekbir getirilerek karşılık buldu.

Şeyh Arur ayrıca, Suriye rejimine karşı mücadele edebilmesi için Özgür Suriye Ordusu’nun her türlü silahla donatılmasını istedi. Şeyh Arur, “Bizimle birlikte olan ülkelere teşekkür ediyoruz. Türkiye’ye mültecileri karşılayan Ürdün’e, Suudi Arabistan’a, Suudi Arabistan’ın Suriye için gizli olarak ne tür fedakarlıklarda bulunduğunu ben bilirim, Katar’a, Lübnan’daki şereflilere teşekkür ediyoruz” diyerek sözlerine son verdi.

YDH’da yer alan haberde,”Devrimci Askeri Konseyleri Ortak Komutanlığı”nın kuruluş töreninde Özgür Suriye Ordusu Komutanı Riyad Esad ve Askeri Konsey Komutanı Mustafa eş-Şeyh katılmazken, Binbaşı Mahir Rahmun Naimi ve bir ay önce öldürüldüğü iddia edilen Yüzbaşı Ammar Abdullah el-Vavi törende hazır bulundu.

Muhalif askeri komutanlardan Mustafa Abdullah, el-Cezire TV’ye yaptığı açıklamasında, Suriye’deki devrimci komutanların yüzde 80′inin “Devrimci Askeri Konseyleri Ortak Komutanlığı” çatısı altında birleştiğini, diğer yüzde 20′nin ise yakında katılımının sağlanacağını söyledi.

Müslüman Kardeşler Cemaati Genel Başkan Yardımcısı Muhammed Faruk Tayfur, ” Devrimci Askeri Konseyleri Ortak Komutanlığı, onurlu Suriyelilerin çabaları sonucunda kuruldu. Suriye devrimi süresince ilk defa, siyasiler, askerler ve alandaki devrimci oluşumlar bir çatı altında birleşti” sözleriyle Suriye’deki yeni oluşuma desteğini ilan etti.

Suudi Arabistan istihbaratıyla yakın ilişki içerisinde olduğu bilinen Şeyh Arur, Yarbay Hüseyin Harmuş’un komutasında kurulan Özgür Subaylar Hareketi ve Albay Riyad Esad’ın komutasında kurulan Özgür Suriye Ordusu üzerinde etkin güce sahipti.

Ocak 2012′de Libya’ya giden Şeyh Arur, NATO’nun Libya operasyonunda sadece hedef alınan noktaların zarar gördüğü akıllı bombalar kullandığını, NATO saldırılarında sivillerin zarar görmediğini iddia etmiş, NATO’nun Libya’da olduğu gibi Suriye’ye de hava saldırısı düzenlemesini istemişti.

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!