Günlük arşivler: Ekim 13, 2012

BİZANS PROJESİ /// CC : @erdalsarizeybek


Bugün mesele irtica değil, din üzerinden siyaset yaparak halkımızın oylarını ele geçirmek, iktidar olmak ve bu BİZANS PROJESİNİ kendi hükümetlerimiz eliyle gerçekleştirmeye çalışmaktır.

İsrail’in dünya tarihinde kurduğu tek bir devlet olduğunu ve adının da YAHUDA olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya Yahuda’yı yıkanın Babil, Babil’in de bugünkü Irak olduğunu? İki bin beş yüz yıl önce yaşanmış bu olay, Musevilerin kutsal kitabı Tevrat’ta da anlatılıyor… Yahuda yıkılırken 40 bin Yahudi de Babil’e sürgüne gönderilmiş… Bugün için bakınız İsrail Barzani ilişkilerine, bakınız İsrail PKK ilişkilerine, karşınıza hep Yahuda çıkacak ve de Babil… Babil şimdi yok, haritadan silindi, uygarlık ve kültürü de silindi, 91 Körfez savaşı, ardından gelen 2003 Körfez savaşıyla yok ettiler Babil’i… Peki neden? Neden Saddam ve de Irak’ı ilk hedef seçtiler? Yaşadıklarımıza bakacak olursanız, İsrail tarihin intikamını alıyor ve tarihi Orta Doğu’da yeniden yazıyor gibi… EXODUS denilen ilk Yahudi göçü Mısır’a yapılmıştı, şimdi bakınız Mısır’ın haline… Yahuda’yı Babil’den sonra vuran güç Pers’ti, bakınız şimdi İran’ın haline…

İsrail’in ardında Amerika var, onun da ardında Avrupa… Onca Yahudi katliamı yapan Avrupa, şimdi Yahudilerle anlaştı, EVANJELİZM diyerek Hazreti İsa’lı İncil’le Hazreti Musa’lı Tevrat birleştirdiler ve YENİ İNCİL yaptılar, anlaştılar… Kime karşı?

Bu sorunun da cevabı dünya tarihinde yatıyor… Hıristiyan aleminin işgali altında yaşamamış ve aksine onları yenmiş olan tek Müslüman ulus Türk ulusudur yani biz… Roma ve Bizans’a karşı savaşıp da yenen, yenmekle kalmayıp Anadolu coğrafyasındaki Roma ve Bizans kültür ve uygarlığını sahiplenmiş tek millet yine Türk Milleti’dir. Orta Doğu coğrafyasında Roma ve Bizans’ın egemenlik kuramadığı tek ulus yine biziz, biz Türkler, Müslüman Türkler…İsrail’in Yahudi tarihini yeniden yazmaya ve yapmaya başladığı bu coğrafyada asıl hedef olan ülke İran değil, Türkiye’dir, asıl hedef olan millet de Türk Milleti’dir, çünkü bu coğrafyada yenilmez olan Türkleri yenmeden ve Anadolu Türk coğrafyasını ele geçirmeden tarih yapamazsınız ve yazamazsınız. İşte bu noktada ÇARÇELLA önemlidir, neden?

Roma ve Bizans silah gücüyle Anadolu coğrafyasını ele geçirememiş, ele geçirmek bir yana Anadolu’daki Roma ve Bizans kültür ve uygarlığından da vazgeçmek zorunda kalmıştır. Bununla birlikte silahla alamadığı Anadolu’yu içeriden fethetmek ve ele geçirmek için, iki yüz elli yıldır kuşatma siyaseti uygulamıştır. İlk hedefi; Anadolu ile Asya’nın bağını kesmektir, yani biz Türkleri önce yalnızlaştırmak… Bu amaçla iki temel siyaset uygulamıştır; Ermeni-Kürt birliği ile Doğu’da ayrı bir devlet kurmak siyaseti… Hatta bu amaçla çalışan HOYBUN cemiyetini de kurmuşlardır. İşte bu noktada karşımıza ÇARÇELLA çıkmaktadır…Çarçella, Şemdinli bölgesinde stratejik konuma sahip bir dağ kütlesidir, Hakkari, Yüksekova, Çukurca ve Şemdinli’yi kontrol eder… Şemdinli Anadolu’nun Babil’e açılan kapısıdır. Babil demek BÜYÜK İSRAİL demektir, bize görünen yüzü de Barzani’dir. Babil’in yerini artık Barzani almıştır, bakınız Barzani’nin teklif ettiği ERBİL-TÜRKİYE-AVRUPA demiryolu projesine…

Bu coğrafyanın düğümü Hakkari’dir, çünkü Karadeniz’i Babil’e, Babil’i de İsrail’e bağlayan kilit coğrafyadır…Çarçella, Doğu’da tampon yönetimler kurarak Anadolu’nun Asya ile bağını kesmek için izlenen Kürdistan siyasetinin de düğüm noktasıdır, çünkü tarihte Kürdistan siyaseti ile isyan çıkaran feodal ağalıkların da merkezidir. 1846 Bedirhan Ağa, 1880 Şeyh Ubeydullah Ağa, bir Çarçella güneyi, diğeri ise Çarçella batısına hakimdir. Bu ağalar, Anadolu’daki biz Müslüman halkı yönetebilmek için kutsal dinimizi de siyasete alet etmiş ve Nakşibendi Türklere Halid-i Bağdadi Kürt Nakşi tarikatı kurarak, cemaatimizin de içine sızmışlardır. Halid-i Bağdadi Kürt Nakşi Iraklıdır yani Babil. Ve bu tarikatın öğretisini Anadolu’da yayan kişidir. Bu tarikatın en önemli halifesi Seyit Taha Çarçella bölgesinde yaşamış olup mezarı da buradadır.

Şimdi gelelim günümüze… Bugün iktidar olan AKP siyasetinin yapıcıları bu tarikatın üyesidir, yani Anadolu’da Kürdistan siyasetiyle isyan çıkaranların müritleri bugün iktidardadır. Bu iktidarın Barzani sevgisi de buradan gelmektedir, çünkü Barzani de bir Halid-i Kürt Nakşi ağasıdır. Tehlikenin boyutlarının farkındasınızdır umarım…

Çarçella’yı size anlatamadım, anlatacaklarım bunlardı ama size ulaşamadım. Çok engelle karşılaştım, iki yüzden fazla yazara ve sözde aydına Çarçella’yı gönderdim ama tek satır bile yazmadılar ve size bu bilgileri ulaştırmadılar. Çok engel çıkardılar çok, ekranlarda size bunları anlatmamızı da engellediler, artık davet dahi edilmiyoruz size bunları anlatabilmek için…

Bugün PKK- AKP siyasetinden güç alıp devletimizi tehdit edebiliyorsa eğer, bizi bir halk hareketi ile karşı karşıya bırakmanın hesapları içindeler de ondan. Yer yine Çarçella olacaktır, bundan şüpheniz olmasın yani Hakkari, Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca…Şimdi durum geçmişte yaşadıklarımızdan daha vahim çünkü Roma ve Bizans kalıntıları Anadolu’nun kaynaklarını ele geçiriyor ve kaynak yönetimini kontrol ediyor…

Bakınız toprak, şirket, banka, fabrika satışlarına…Şimdi durum geçmişte yaşadıklarımızdan daha vahim çünkü Roma ve Bizans kalıntıları Katolik Vatikanı kurdular, yani Roma… Şimdi sıra Ortodoks Vatikan’da, onu kuruyorlar Müslüman Anadolu’da, yani Bizans. Bakınız Bizans Ortodoks Rum Patriği ile AKP siyaseti ilişkilerine…

Çarçella demek; Doğu’da tampon yönetimlerle Anadolu’nun Asya ile bağını kesmek demektir…

Çarçella demek; Dinler arası diyalog ile Anadolu’daki kiliseleri açmak, Heybeliada Ruhban Okulu’nu açarak Anadolu’daki Müslüman Türkleri Hıristiyanlaştırmak demektir…

Çarçella demek; en zeki çocuklarımızın cemaat okulları eliyle çalınıp devşirilmesi yani yabancılaştırılması demektir…

Çarçella demek, son noktada; Anadolu’daki Müslüman Türk kimliğini, varlığını yok edip Anadolu’yu Bizans yapmak demektir, dikkatli olunuz…

Bugün mesele irtica değil, din üzerinden siyaset yaparak halkımızın oylarını ele geçirmek, iktidar olmak ve bu BİZANS PROJESİNİ kendi hükümetlerimiz eliyle gerçekleştirmeye çalışmaktır.

Çıkış yolumuz halkımızdır, ne yapıp edip halkımıza ulaşmalı ve bu tehlikeleri anlatmalıyız. Tehlikeyi gören halkımız, yüreğindeki sağduyunun gücüyle bizi kurtarmasını bilecektir.

Erdal SARIZEYBEK, 23 Ocak 2012

erdalsarizeybek@gmail.com

http://www.erdalsarizeybek.com.tr/makaleler/carcellayi-size-anlatamadim-uzgunum-340h.html

Birinci Ergenekon Davası’nda bir gizli tanık profili /// CC : @vardiyabizde @BalyozGercekler @rodrikdani


Gizli Tanık Poyraz, İzmir’den gelerek ifade verdiğini belirterek, "Buradan bakıyorum da Doğu Perinçek’i hiç sevmem. Yalçın Küçük de orada burada ’Selam Kürdistan’ diye bağırıyor. Veli amca demek bizi başka oynattı, elalemi başka. Hani milliyetçilik vardı, vatan millet Sakarya’ydı. Madem bizi kandırdın, ’bir çomak da ben sokayım’ diyerek gizli tanık oldum" dedi. Gizli tanık Poyraz, geçen yil silahlı saldırıya uğrayan ünlü türkücü İbrahim Tatlises’in korunmak için ilk olarak Drej Ali lakaplı Ali Yasak’a gittiğini, ancak ücreti fazla oldugu için sırasıyla Kürşat Yılmaz ve Sedat Peker’e sığındığını iddia etti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Birinci Ergenekon Davası’nın 213. duruşmasında Alaattin Çakıcı ve Sedat Peker grubunda çalıştığını ve birçok gayri meşru işlere karıştığını söyleyen gizli tanık Poyraz’a, Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese sorular yöneltti.

"ENERJİ BAKANI, PEKER’DEN YARDIM İSTEDİ"

"Sedat Peker Mehmet Ağar’ı tanır mıydı? şeklindeki soru üzerine gizli tanık, "Onu bilmiyorum ama Özer Çiller’i çok iyi tanır. Mesela bir seçim bölgesinde Çiller’in partisinin kazanması gerekiyorsa Özer Çiller, Peker’i arardı. Sedat Peker Özer Çiller’in istediği kişilerin DYP il ve ilçe yönetimine gelmesini sağlardı" dedi.

"PEKER ÖĞRENCİLERE BURS VERDİ"

Peker’in 1999 yılında Marmara Bölgesi’ndeki depremzelere yardım ettiğini de belirten Gizli Tanık Poyraz, "Sedat Peker biraz da gündem peşindeydi. Gündemden düşünce deprem bölgesindekilere yemek verdi. Orada çadır kurdu, çadırın önüne de Sedat Peker ismini yazdırdı" diye konuştu. "Sedat Peker öğrencilere de burs verir miydi?" sorusuna gizli tanık Poyraz, "Sedat Peker bazı öğrencilere burs verirdi. Ancak o öğrenciler nerede okurdu bilmiyorum" diye konuştu.

"PEKER HER BAŞI SIKIŞTIĞINDA KÜÇÜK’ÜN YANINA UĞRARDI"

Gizli Tanık Poyraz, Sedat Peker’in her başı sıkıştığında ya da polis tarafından arandığında Veli Küçük’ün yanına uğradığını ileri sürdü. Peker ile birlikte gezerken zaman zaman aniden bir telefonun geldiğini kaydeden gizli tanık Poyraz, "Telefon geldiğinde arabanın yönü aniden Gebze’ye dönerdi. Veli Küçük’ün yanına giderdik" dedi.

"PEKER’İN ÇÜRÜK RAPORUNU BEN AYARLADIM"

"Peker’in askerlik yapmadığı, askerlik yapmamak için çürük raporu aldığı doğru mu?" sorusuna gizli tanık Poyraz, "Evet, çürük raporu işini bağlayan da benim. Bir dönem birlikte çalıştığım Allattin Çakıcı’nın yanına gelip giden Celal astsubay vardı ona söyledim, o halletti. Sonra o da Peker’in adamı oldu" diye konuştu.

"ALTAYLI, PEKER’İN ALTIN TESPİHİNİ SALLIYORDU"

Sedat Peker’in bir anda çok büyüdüğünü bürokrasi ve medyada da söz sahibi olduğunu söyleyen gizli tanık Poyraz, "Fatih Altaylı program yapıyor, Peker’in altın tespihini sallıyordu" ifadesini kullandı.

"TATLISES MAFYA KORUMASINDAYDI"

Gizli tanık Poyraz, geçen yil silahli saldırıya uğrayan ünlü türkücü İbrahim Tatlises’in mafya korumasında olduğunu iddia etti. Tatlises’in korunmak için ilk olarak Drej Ali lakaplı Ali Yasak’a gittiğini, ancak ücreti fazla oldugu için sırasıyla Kürşat Yılmaz ve Sedat Peker’e sığındığını ileri sürdü. Gizli tanık Poyraz, türkücü İbrahim Tatlıses’le ilgili de şu iddiayı dile getirdi: "İbrahim Tatlıses Drej Ali’nin korumasındaydı. Koruması karşılığında ona yüzde 20 pay veriyordu. Drej Ali çok istiyor diye Kürşat Yılmaz’a gitti. Yılmaz ise yüzde 40 aldı. Ondan da kaçıp Peker’e sığındı. Peker ise yüzde 60 aldı". Yasa dışı işlerde parola kullandıklarını belirten gizli tanık Poyraz, "Mesela bir kişinin bacağına sıkılacaksa, ‘bacağı ağrıyor, romatizması var, aspirin ver’ denirdi" diye konuştu.

"BİR ÇOMAK DA BEN SOKAYIM"

Mahkeme Başkanı Özese’nin "Neden gizli tanık oldun?’ sorusuna Gizli Tanık Poyraz, İzmir’den gelerek kendisinin ifade verdiğini belirterek, "Buradan bakıyorum da Doğu Perinçek’i hiç sevmem. Yalçın Küçük de orada burada ’Selam Kürdistan’ diye bağırıyor. Veli amca demek bizi başka oynattı, elalemi başka. Hani milliyetçilik vardı. Vatan millet Sakarya’ydı. Madem bizi kandırdın, ’bir çomak da ben sokayım’ diyerek gizli tanık oldum" dedi.

PEKER: BENİM PSİKOLOJİM İYİ DEĞİL

Gizli tanık Poyraz’ın kendisiyle ilgili iddialarda bulunmasının ardından söz alan Sedat Peker de, 13 yaşında boks yapmaya başladığını, Fenerbahçe’nin yıldızlarında lisanslı boksör adayı olduğunu söyledi. Peker, "Benim vucüdum, karnım, boynum kesik içinde. Estetik yaptırmadım. Benim psikolojim iyi değil. 8 yıldır anti depresan kullanıyorum. Cezaevi psikoloğuyla görüşüyorum. Savcıdan özel izin alarak dışarıdan psikiyatrist getirttim. Cezevindeki hoparlörü söktüm. Yeniden taktılar. Tekrar söktüm. Hiç bir ses istemediğim için bir daha takmadılar. Benim psikolojik ruh halim bu" diye konuştu. Peker, askerlikten çürük raporu almasına ilişkin olarak da, 10 kişilik bir heyetin karşısına çıktığını, uzmanlar tarafından rapor verildiğini belirtti.

http://habershow.com/v4/31721-ergenekon-davasi-nin-gizli-tanigi-poyraz-bir-comak-da-ben-sokayim-dedim

Biri hepimizi gözetliyor! /// CC : @MahirKaynak @MKaynakf @MahirKaynakStar


Wikileaks dünyanın en büyük ve en organize casusluk şebekesini ortaya koydu. Assange, bu ağda 25 ülkeden 160’a yakın şirketin olduğunu ve akıllı telefon veya bilgisayar kullanan, gmail adresi bulunan herkesin özel hayatının bu batağa saplandığını söylüyor. Kullanılan yöntemler inanılmaz. Kaçış ise imkansız!

Dünya tarihinde istihbarat ve casusluk, ülkelerin sınırlarla birbirinden ayrıldığı dönemden bile daha eski. Hatta tarihteki ünlü Türk devletlerinin anti-propaganda veya istihbarat için casusluk faaliyetlerini güçlü şekilde kullandığına yönelik bazı iddialar bile var.

Fakat istihbaratın kitlesel bir boyut kazanması ve teknolojik casusluk faaliyetlerinin yaygınlaşması geçen yüzyılın başlarına denk gelir.

BÖCEKLE DİNLEMEDEN, LAZER CASUSLUĞA

Dünya savaşlarında zaman zaman kontrol dahi edilemez boyuta ulaşan teknolojik casusluk faaliyetlerinde milat, 1902 yılı olarak kabul edilir. Çünkü radyo dalgaları aracılığıyla ilk ses alımının, 1902 yılında Eastern Telegraph şirketi tarafından çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilmesi için Cornwall’de, Guglielmo Marconi için kurulan istasyonda gerçekleştirildiğine inanılıyor.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, karşıt ordular, birbirlerinin radyo sinyallerini dinlemek için özel birlikler kurdular. Dinleme aletlerindeki asıl gelişme ise, transistör ve lazerin icadıyla dev boyutlara ulaştı.

Transistörlü ilk küçük casus dinleyiciler, 1950’li yıllarda yapıldı. Pille çalışan bu dinleyiciler, yaklaşık yüz metrelik menzile sahipti. Kül tablası, sigara kutusu ve kalem gibi küçük araçların içine kolaylıkla yerleştirilebiliyordu.

Telefon dinleme araçları ise, bu alanda yeni bir çığır açtı. Casus dinleyici, telefonun ahizesine yerleştirildikten sonra yapılacak tek şey, herhangi bir yerden, dinleyicinin yerleştirildiği telefonun numarasını çevirmekti. Numara çevrildiğinde, casus alet faaliyete geçecek, ancak telefon çalmayacağından konuşmaları dinlenen kişinin hiçbir şeyden haberi olmayacaktı. Fakat böcek denilen bu sistemlerin geliştirilen bazı cihazlarla tespit edilebilmesi casusluk teknolojisinin de bir üst boyuta geçmesine neden oldu.

Basit ortam dinlemesi ise 1970’lerde keşfedildi. Geliştirilen lazerli dinleme yöntemleri, herhangi bir pencereye gönderilen lazer ışınlarının, odanın içindeki sesleri ısının kaynağına geri getirmesi prensibiyle çalışıyordu. Cam ne kadar kirliyse, casusların işi o denli kolay oluyordu. Çünkü, kirli camlar, lazer ışınlarının kırılıp geri dönmesini kolaylaştırıyordu.

MİLYAR DOLARLIK PAZAR YARATAN SLOGAN: HEDEF TERÖRİZM

Sayısız Hollywood filminde bilim-kurgu tarzında izlediğimiz bu tür casusluk faaliyetleri, çoğunlukla hükümetler, milli istihbarat örgütleri, ordular veya kolluk güçleri tarafından kullanılıyordu.

Belirtilen amaç ise hep masumdu: Düşman devletlere veya terörizme karşı onlar harekete geçmeden önce tedbir almak ve harekete geçmek. Yani önleyici istihbarat.

Milli devletlerin hızla yükseldiği dönemlerde bu masumane amaç hiçbir zaman tepki görmedi. Bu basit yöntemlerle masumiyet derecesinin asla bilinmediği milyonlarca insanın dinlendiği anlaşıldı. Özel hayatının gizliliğine önem verenler, işadamları, politikacılar ve birçok insan ise dinlemeye karşı tedbirini alarak bu Biri Bizi Gözetliyor programından kurtulmayı başardı.

Yine de casusluk faaliyetlerinden kaçmayı olanaklı kılan her yönteme karşılık, üretilen her yeni teknoloji herkesi yeniden bu gizli telekulağın işitme bölgesinin içerisine soktu.

Değişen alışkanlıklar ve yaşam tarzları yepyeni yöntemlerin geliştirilmesine ve her seferinde daha çok insanın casus telekulakların kapsama alanına girmesine neden oldu.

Bugün artık bir paranoyaya dönüşen "hepimiz izleniyoruz, hepimiz dinleniyoruz" sözleri, hep hükümetler veya istihbarat kuruluşları tarafından inkar edildi. Gelen cevap daima, "Sadece kötü adamların peşindeyiz. Tüm izleme ve dinlemeler, devletin ve halkın güvenliği için" oldu.

KAÇIŞ YOK!

Buna karşılık Wikileaks tarafından açıklanan "Casus Dosyalar" yani "Spy Files" isimli belgelere kadar, devletlerin, istihbarat kuruluşlarının, güvenlik güçlerinin ve belki da daha kimlerin ne kadar yüksek bir casusluk veya dinleme-izleme teknolojisine erişim imkanı olduğu, kaç kişinin dinlenebildiği, nasıl dinlenebildiği konusu tam bir muammaydı.

Fakat açıklanan belgeler ve iddialar gösteriyor ki, "güvenlik" gerekçesiyle yaratılan ve yıllık 5 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan bu sektörün kulakları ve gözlerinden dünya yüzeyinde hiç kimsenin kurtulma şansı yok.

Wikileaks’in son bombası!

TUVALET BİLE DİNLENİYOR

Çünkü daha önce sadece bilinen bazı basit yöntemlerle duyan telekulak, artık cep telefonları ve bilgisayarlarla artık ofisimizi, evimizi hatta tuvaletimizi bile dinleme ve izleme teknolojisine sahip.

Mobile Marketing tarafından yapılan bir araştırmaya göre dünyada 4 milyar insan cep telefonu kullanıyor. Bunlardan 1 milyar 80 milyon adedi akıllı telefon.

4 milyar adet cep telefonunun 3 milyar 50 milyon adedi SMS atılabilen türden telefon.

2015 yılında masaüstü internet kullanıcılarının sayısının 1.7 milyar adet, mobil internet kullanıcı sayısının ise 1.9 milyar adedi bulması bekleniyor.

Örneğin ortalama bir Amerikalı, gününün 2.7 saatini cep telefonuyla sosyalleşmek amacıyla kullanıyor. Bu yemek yemek için harcadığı zamanın yaklaşık iki katı. Uyumak için harcadığı zamanın ise üçte birinden fazla.

Mobil internet kullanıcılarının yüzde 91’i cep telefonundan sosyal paylaşım sitelerine giriyor.

Akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 39’u tuvalete bile akıllı cep telefonuyla gidiyor, yüzde 93’ü ise evde akıllı telefonunu kullanıyor.

Akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 42’si, telefonuna bir mobil reklam geldiği zaman reklama tıklıyor.

"KAÇINIZ I-PHONE KULLANIYOR? KAÇINIZIN BLACKBERRY’Sİ VAR? KİM G-MAIL KULLANIYOR? HEPİNİZ BU BATAKTASINIZ"

İşte bu istatistikleri, bizden çok daha fazla izleyen bir telekulak olduğunu iddia ediyor dünyanın en çok tartışılan adamı Jullian Assange. Assange, "Hanginiz iPhone kullanıyorsunuz? Kaçınızın Blackberry’si var? Kim Gmail kullanıyor? O zaman hepiniz aynı batağa saplanmış vaziyettesiniz" diyor.

Peki Assange neyi kastediyor?

Nasıl bir batak sözkonusu? Dünya nüfusunun yüzde 85’inin hayatında en fazla temas ettiği şey olan cep telefonları o telefonun sahibinin özel hayatını nasıl deşifre eder haline getirebiliyor?

Bilgisayarlar, nasıl bir casusluk aracı haline getiriliyor?

KAN DONDURAN YÖNTEMLER

Wikileaks tarafından açıklanan belgelerde kan donduran yöntemler dikkat çekiyor. Buradan sonra hazır olun. Çünkü bundan sonra yazılanları okuduktan sonra artık elinizdeki cep telefonuna ve önünüzdeki bilgisayara asla eskisi gibi bakamayacaksınız…

Wikileaks, cep telefonu, sabit telefon, bilgisayar, laptop ve benzeri her türlü akıllı cihazlara yönelik casusluk faaliyetlerine yönelik 6 farklı tekniği ortaya koyuyor.

Bunlardan ilki ve belki de en fazla kişinin özel hayatının telekulakça izlenmesi ve dinlenmesine neden olan yöntem, mobil dinleme yöntemi. Yani geliştirilen istihbarat teknolojisi bir cep telefonundaki görüşmeleri tümüyle bu teknolojiyi elinde bulundurana açıyor. Bu bilgiler kaydedilebiliyor.

Cep telefonu, açık olmasa bile bir ortam dinleme aygıtı haline getirilebiliyor. Cep telefonunun bastığınız her tuşu kayıt altına alınıyor. Attığınız her SMS bir başka cep telefonuna da gidiyor. Girdiğiniz her internet sitesi tek tek tespit ediliyor ve o internet sitesinde neler yaptığınız bir bir kaydediliyor.

Bir diğer yöntem de kullanılan telefonlarla doğrudan bağlantılı. Hem cep telefonları hem de sabit hatlı telefona görüşmeleri bir yandan dinlenirken ve izlenirken, öte yandan görüşmelerde anahtar kelimelerden birinin geçmesiyle uyarı sistemi çalışıyor.

Telefon görüşmesi yapan bir kişinin sesinden, yaşı, cinsiyeti, stres durumu tespit edilerek bir ses kimliği çıkarılıyor ve bundan sonra yaptığı tüm görüşmeler bu kimlik vasıtasıyla telekulağın özel ilgi alanına giriyor.

Aynı şekilde cep telefonlarını kullanan kişilerin GPS üzerinden konumu 50 metrelik bir alan içerisinde belirleniyor.

Elektronik postalar izleniyor. Okunuyor. Kaydediliyor.

Bir diğeri bilgisayarların dinleme ve izleme cihazı olarak kullanılması.

ÖZEL HAYATA TRUVA ATI

Bu casusluk ve istihbarat faaliyetlerine imkan veren yazılımlar arasından biri ise başlı başına ilginç. Truva atı adı verilen trojan virüsleriyle cep telefonlarına ve bilgisayarlara giriliyor.

Peki ama nasıl?

İşte Assange’ın söylediği o çarpıcı cümlenin sebebi de bu.

Çünkü kullanılan yöntemler, şeytani ve kural tanımaz yöntemler.

Wikileaks’in Spy Files adını verdiği ve "daha başlangıç" olarak tanımladığı ilk 287 dosya, 25 ülkede faaliyet gösteren 260’a yakın şirketin tanıtım broşürleri, müşterilerine yaptıkları sunumlar, video dökümanlar, imzalanan sözleşmeler, kullanıcı el kitapları ve fiyat listelerinden oluşuyor.

Bu dosyalardaki bilgiler üzerinden Wikileaks şirketlerin kendi ağzından kullanılan yöntemleri ifşa ediyor.

İşte dikkat çekici yöntemlerden bazıları…

ATTIĞINIZ VEYA ALDIĞINIZ HER SMS BAŞKA BİR CEP TELEFONUNA DAHA GİDİYOR

STRATIGN isimli şirket tarafından üretilen yarı aktif GSM istihbarat sistemi: Sesli iletişim, SMS istihbaratında herhangi bir telefondan dünyanın herhangi bir yerindeki GSM operatörüne yapılan telefon görüşmeleri ve mesajlaşmaları inceliyor. GSM 900, 1800, 850 için ve 1900 Megaherz ferkansındaki tüm iletişim inceleniyor.

Blackbery, iPhone, Nokia gibi telefonların A5.1 ve A5.2 şifreleme sistemleri çözülüyor.

2-5 km çapındaki bir alanda uygulanabiliyor ve ayrıca mobil bir sisteme de entegre edilebiliyor. Yani bu teknolojiyi elinde bulunduran kişi veya kurumlar bir arabayla seyir halindeyken bile bu istihbarat uygulamasını kullanabiliyor.

Pasif GSM istihbarat sistemi denilen sistem ise diğer sistemle genel olarak aynı prensiplerle çalışsa da istihbaratı havada yakalıyor ve ne kullanıcı ne de GSM işletmecisi tarafından asla farkedilemiyor. Ayrıca A5.0 şifrelemeyi de çözüyor.

CASUS TELEFON’lar ise kullanılan dinleme ve izleme amaçlı tekniklerden en çok dikkat çekenlerinden biri. Bu, aslında dinlenecek olan telefona indirilen bir yazılım. Çalıştığı zaman kullanıcı tarafından asla farkedilemeyece kadar gizli çalışıyor ve tüm iletişimi (telefon görüşmeleri, gönderilen ve alınan SMS’ler, izlenen telefonun yerinin GPS üzerinden tespiti gibi bilgileri) ayrı bir telefona gönderiyor.

İngiliz Telesoft şirketi bir sunumda, geliştirdikleri aletlerin ve yazılımların, 10 binlerce telefon görüşmesini (hem mobil hem de sabit hat) birebir kaydettiği iddiasında bulunuyor.

İNTERNET KORSANLARININ KULLANDIĞI VİRÜSLERDEN KULLANILIYOR

Yasal hackerlar ise istihbarat ve casusluk tekniklerinin önemli bir parçası. Yıllardır düzenlenen ve çoğu basına kapalı gerçekleşen konferanslarda teknolojiyi elinde bulunduranların, insanların bilgisayar ve cep telefonlarına girmek ve bilgilerine ulaşmak için kullanılan bilgisayar korsanlığı araçları tanıtılıyor.

Mesela Wikileaks belgelerine göre (Fransa’dan Vupen Securities, İtalya’dan HackingTeam SRL ve Gamma’nın FinFisher’i) en az 3 şirket, bunu yapabilmek için hackerların insanların finansal ve kişisel bilgilerine ulaşmak için kullandığı kötü niyetli yazılımların bir benzerini veya aynısını kullanıyor. Amaç ise girilen bilgisayardaki veya cep telefonundaki özel şifreleme yöntemlerini kullanılamaz hale getirmek.

Yani eğer bilgisayarınıza veya cep telefonunuza girilmesine karar verildiyse, hiçbir şifreleme yönteminin sizi kurtarma şansı yok.

İyi çocukların elinde inanlımza bir istihbarat ağı oluşturan bu teknikler, elbette başka bir soru işaretini de akıllara getiriyor. Ya bu teknoloji kötü çocuğun eline geçerse. HackingTeam yetkilileri bu sistemleri sadece hükümetlere veya yasal mercilere sattıklarını, kullanan kişinin ise özel denetim sistemi sayesinde bu teknolojiyi karısını izlemek için bile kullanma şansının olmadığını savunuyor.

EN BÜYÜK KOZ: BİLGİSAYAR VE CEP TELEFONU ÜRETİCİLERİNİN FARKETMEDİĞİ GÜVENLİK AÇIKLARI

Peki onca bilgisayar ve cep telefonu nasıl bir takip ve izleme cihazı haline dönüştürülebiliyor. İstihbarat yazılımı üreten kurumların en büyük gücü, bilgisayar ve cep telefonu üreticilerinin henüz farketmedikleri güvenlik açıkları. Bu açıkları cihazlar üretilir üretilmez bulmaya çalışan casusluk ve istihbarat sistemi yazılımcıları açığı buldukları anda kullanmaya başlıyor ve üretilen cihaz ve yazılımları bu açıkları kullanır hale getiriyor.

ONLAR FARKEDENE KADAR BİR YENİSİ

Bilgisayar ve cep telefonu üreticileri güvenlik açığını farkedene kadar üretilen tüm bilgisayar ve cep telefonları casusluk ve izlenme tehdidi altında. Açık kapatıldığında ise yapılan tek şey, yeni bir güvenlik açığı yakalamak. Zaten başlangıçta birden çok güvenlik açığı yakalandığı için biri bulunup kapatıldığında diğerini kullanmak pek de zor olmuyor.

EN POPÜLER YAZILIMLARIN SAHTESİ ÜRETİLİYOR

Cep telefonları ve bilgisayarları ele geçirmek için kullanılan yöntemlerin bir çarpıcı özelliği ise insanların bu cihazları güvenli kullanma konusundaki açıklarını kullanmak. Dünyanın en çok kullanılan, en popüler yazılımlarının sahteleri üretiliyor. Mesela Microsoft’un yazılımlarının, Google aplikasyonlarının, cep telefonu üreticilerinin en çok tercih edilen aplikasyonlarının bir sahtesi (içinde casus yazılım bulunan versiyonunu) üreterek internet sitelerine yüklüyorlar. Eğer uygulamayı, ana üreticisinin web sitesi yerine başka bir siteden indiriyorsanız, casus yazılımı kendi elinizle yüklemediğinizin hiçbir garantisi yok.

CASUS YAZILIMLA TELEKOM ŞİRKETLERİ HACKLENİYOR

FinFisher isimli bir yazılımın, ülkedeki ana internet servis sağlayıcıya casus yazılım gönderiyor. FinFisher tarafından üretilen casus kod, web sitelerine yerleşip bilgisayarların da ele geçirilmesine neden oluyor.

Apple, her sorunu bulmak ve düzeltmek için sürekli çalışma yaptığını söylüyor. Ve geçen hafta Apple, i-Tunes için bir güncelleme yayınladı. Wall Street Journal, bu güncellemenin, FinFisher’ın belgelerinde tarif edilen türde saldırılarından birini önleyebilecek türden bir güncelleme olduğunu yazdı.

Bir diğer teknik ise sabit telefonların uydu üzerinden dinlenmesi.

GSM VE TELEKOM ŞİRKETLERİ BİLE FARKEDEMİYOR

Elbette bu noktaya gelince akla ilk gelen soru şu: GSM servis sağlayıcıları ve sabit hat internet servis sağlayıcılar bunun neresinde? Kullanılan bu yazılımlardan haberdarlar mı? Bu tür istihbarat ve casusluk yazılımlarına göz mü yumuyorlar?

Burası oldukça ilginç bir nokta. Bu türden yazılımları üreten firmalar, aynı zamanda internet servis sağlayıcılar ve telefon cihazı üreticilerinden de saklanıyor. Yani hiçbir şekilde hem sabit hem de mobil servis sağlayıcılara, cep telefonu üreticilerine kesinlikle görünmüyorlar ve bu türden uygulamal, bu kurumların hiçbiri tarafından kolay kolay tespit edilemiyor.

BİRKAÇ İYİ ADAM?!

Uzun lafın kısası, milyonlarca, hatta belki de milyarlarca insanın, ancak bilimkurgu filmlerinde görebileceğimiz yöntemlerle tüm iletişimlerini ve hatta özel hayatları kontrol edebilen yazılım ve cihazlar üretiliyor. Bunlar ticari bir mal olarak satılıyor. Bu cihaz ve yazılımları üretenler, ürettikleri sistemlerin özelliklerini ve yeteneklerini inkar etmiyor. Fakat bu yazılım ve cihazları, asla ve asla bireylere, hükümet, istihbarat kuruluşu, polis ve ordu teşkilatları ve benzer kamu kurumları dışındaki kimseye satmadıklarını, yasaklı veya ambargolu ülkelere (Libya, Çin, Suriye, Mısır gibi ülkelere) satışın hiçbir zaman yapılmadığını iddia ediyorlar.

Fakat Wikileaks belgeleri, bu ülkelerin hepsine yazılım satıldığı yönündeki iddialarla dolu. Hatta daha ötesi Ortadoğu’da "ayaklandır ve bundan para kazan" yöntemiyle batı devletlerinin yeni bir oyun oynayarak milyarlarca dolarlık bir pazar yarattığı tahmin ediliyor.

YARIN: BATI’NIN YENİ SAVAŞ OYUNU/HALKI AYAKLANDIRIP, AYAKLANANLARI DİKTATÖRE İSPİYONLAMA

İŞTE WIKILEAKS’İN İDDİASINA GÖRE CASUSLUK AĞININ ÜS HALİNE GETİRDİĞİ ÜLKELER

Wikileaks’in iddialarına göre dünyanın 25 ülkesinde 160’a yakın şirket bu türden yazılım ve cihazları üretiyor. Aşağıda verilen ülkelerde faaliyet gösteren şirketler, ürünlerini ve cihazlarını dünyanın dört bir yanına satıyor.

E-Posta İzleme Yazılımı Üretilen Ülkeler

Brezilya

Danimarka

Fransa

Almanya

Hindistan

İsrail

İtalya

Yeni Zellanda

Rusya

İsviçre

İngiltere

ABD

GSM Dinleme Yazılımı Üretilen Ülkeler

Brezilya

Kanada

Çin

Kolombiya

Danimarka

Fransa

Almanya

Macaristan

Hindistan

İsrail

İtalya

Hollanda

Yeni Zellanda

Polonya

Rusya

İsveç

İsviçre

Türkiye

İngiltere

ABD

İnternet İzleme Yazılımı Üretilen Ülkeler

Brezilya

Kanada

Çin

Kolombiya

Çek Cumhuriyeti

Danimarka

Fransa

Almanya

Macaristan

Hindistan

İsrail

İtalya

Hollanda

Yeni Zellanda

Polonya

Güney Afrika

İsviçre

Türkiye

İngiltere

Ukrayna

ABD

Truva Virüsü’nü Yayan Ülkeler

Fransa

Almanya

İtalya

İrlanda

Hollanda

İngiltere

Konuşma Analizi Yazılımı Üretilen Ülkeler

Çek Cumhuriyeti

Danimarka

Fransa

Almanya

Hindistan

İsrail

İtalya

Rusya

İspanya

İngiltere

Ukrayna

ABD

GPS İzleme Yazılımı Üretilen Ülkeler

Fransa

Almanya

Hindistan

İtalya

Ürdün

Güney Afrika

İngiltere

ABD

http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/694077-biri-hepimizi-gozetliyor

BİRİ FETHULLAH’IN HEDEFİNDEYDİ, DİĞERİ APO’YU SORGULADI /// CC : @vardiyabizde @BalyozGercek ler @rodrikdani


İlk olarak, Orta Asya’da Fethullah Gülen’e ağır darbe indiren Kaşif Kozinoğlu cezaevindeki koğuşunda kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Kozinoğlu’nun ardından dün Abdullah Öcalan’ı sorgulayan emekli Albay Hasan Atilla Uğur da yoğun göğüs ağrısı nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Üç kişinin kaldığı koğuşta art arda yaşanan kalp rahatsızlıkları şüpheleri artırdı

Silivri Cezaevi’nde yaşamını yitiren MİT Dış Operasyonlar Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu’nun koğuş arkadaşı emekli Albay Hasan Atilla Uğur dün koğuşunda geçirdiği yoğun göğüs ağrısı nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Emekli Albay Uğur, Abdullah Öcalan’ı sorgusunu anlatan “Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım” kitabının ardından tehditler aldığını ifade etmişti. Fethullah Gülen’le ilgili istihbarat raporları hazırlayan Kozinoğlu’nun şüpheli ölümünün ardından duruşmalara katılmayan ve Silivri Devlet Hastanesi’ne de gitmeyi reddeden albay Uğur’un koğuşunu terk etmek istemediği öğrenildi. Kozinoğlu da kalp krizi sonucu öldüğü gün koğuş arkadaşı Uğur’un rahatsızlanacağından endişe etmiş ve sabaha kadar baş ucunda nöbet tutmuştu. 3 kişilik koğuşta, Kozinoğlu’nun kalp krizi sonucu ölümünün ardından ikinci kalp rahatsızlığının yaşanması ise dikkat çekti.

İkisi de hedefteydi!

Emekli Albay Uğur, “Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım” adlı kitabında PKK ve Öcalan’a ilişkin önemli bilgilere yer verdi. Uğur, kitabın piyasaya çıkmasının ardından tehditler aldı. Kalp hastalığına rağmen hastaneye gitmeyi reddeden Uğur, hastanelerin güvenli olmadığını vurguluyordu. Uğur’un koğuş arkadaşı Kozinoğlu da Fethullah Gülen ve ışık evleriyle ilgili hazırladığı istihbarat raporları nedeniyle hedefte olduğunu ifade etmişti. Kozinoğlu, gazetemize gönderdiği mektuplarında açık açık tehdit edildiğini “Beni öldürecekler” diyerek ifade etmişti.

Birgün herkes NE MUTLU TÜRK’ÜM diyecek ….


BİRBİRİNDEN DEĞERLİ ÇEŞİTLİ E-BOOK’LAR … Arşiviniz için …. (BÖLÜM 2) /// CC : @siring @vardiyabizde @BalyozGercekler @rodrikdani


From the famous author of “All Things Great And Small”… all his novels.

EB – James Herriot Collection of Novels

http://www.megaupload.com/?d=CUH27S6W

EB – Anthony Bourdain 4 books

http://www.sendspace.com/file/jji56r

EB – The Winner – David Baldacci

http://www.sendspace.com/file/ooi5y2

EB – The Next Always – Nora Roberts

http://www.sendspace.com/file/4vzhz7

EB – Elizabeth George – Inspector Lynley mystery series | 1 thru 16 |

http://www.sendspace.com/file/gvoc8i

EB – Savage Night – Allan Guthrie (suspense)

http://www.sendspace.com/file/tu6c6g

Lindsey is getting into her groove as the director of the Briar Creek Public Library when a New York editor visits town, creating quite a buzz. Lindsey’s friend Beth wants to sell the editor her children’s book, but Beth’s boyfriend, a famous author, gets in the way. When they go to confront him, he’s found murdered-and Beth is the prime suspect. Lindsey has to act fast before they throw the book at the wrong person.

EB – Books Can Be Deceiving – Jenn McKinlay

http://www.sendspace.com/file/99zovu

EB – Wyatt Hunt series – John Lescroart (plus 3 more)

http://www.sendspace.com/file/kgkhfl

EB – Michael Moore Collection

http://www.sendspace.com/file/dxax6v

Kate White rises to the pinnacle of modern suspense with The Sixes, a page-turning stand-alone thriller from the New York Times bestselling author of Hush, and the editor-in-chief of Cosmopolitan magazine. With taut prose evocative of Laura Lippman’s Life Sentences and Dennis Lehane’s Moonlight Mile, White paints the sinister picture of a quiet Pennsylvania college town left shaken after a mysterious death precipitates a cascade of evil events on campus.

EB – The Sixes – Kate White

http://www.sendspace.com/file/1i0ffz

EB – Historical Fiction – Richard Blake (4 books)

http://www.sendspace.com/file/a2ed2a

This is book #7 of the Dixie Hemingway mystery series:

EB – The Cat Sitter’s Pajamas – Blaize Clement

http://www.sendspace.com/file/rbox46

EB – Nearing Home – Billy Graham

http://www.sendspace.com/file/vmbp51

EB – Farm To Fork – Emeril Lagasse

http://www.sendspace.com/file/c9t35x

Birbirinden değerli çeşitli E-BOOK ….Arşiviniz için .. ///// CC : @siring @vardiyabizde @BalyozGer cekler @rodrikdani


EB – Arianna Huffington – Third World America

http://www.sendspace.com/file/rxb5dq

EB – Bobby Jindal – Leadership And Crisis

http://www.sendspace.com/file/ku37p0

EB – Eric Ambler – Journey Into Fear

http://www.sendspace.com/file/io91f2

EB – Jayne Ann Krentz – [Dark Legacy 01] – Copper Beach

http://www.sendspace.com/file/ru4js5

EB – Karen E Olson – [Annie Seymour 02] – Secondhand Smoke

http://www.sendspace.com/file/tsuw2n

EB – Karen E Olson – [Annie Seymour 04] – Shot Girl

http://www.sendspace.com/file/ebkb9t

EB – Larry Schweikart – Seven Events That Made America America

http://www.sendspace.com/file/mmwz6v

EB – Laura Wright – Eternal Blood

http://www.sendspace.com/file/eh2g5x

EB – The Sun Also Rises – Ernest Hemmingway

http://www.sendspace.com/file/96ahlg

EB -The Old Man And The Sea – Ernest Hemmingway

http://www.sendspace.com/file/36lsfx

EB – The Moonlit Mind (A Tale of Suspense) – Dean Koontz

http://www.sendspace.com/file/kjxucr

EB – The Quick And The Dead – Louis L’Amour

http://www.sendspace.com/file/efiisp

EB – G.I. Bones – Martin Limon

http://www.sendspace.com/file/9dgqsd

EB – The Dead Room – Heather Graham

http://www.sendspace.com/file/oneflc

EB – The Moonlit Mind (Novella) – Dean Koontz

http://www.sendspace.com/file/kjxucr

In the face of the modern liberal assault on Constitution-based values, an attack that has steadily snowballed since President Roosevelt’s New Deal of the 1930s and resulted in a federal government that is a massive, unaccountable conglomerate, the time for re-enforcing the intellectual and practical case for conservatism is now. Conservative beliefs in individual freedoms do in the end stand for liberty for all Americans, while liberal dictates lead to the breakdown of civilized society — in short, tyranny.

EB – Liberty and Tyranny – Mark R. Levin

http://www.sendspace.com/file/qa4jmy

EB – Thy Brother’s Wife – Andrew Greeley

http://www.sendspace.com/file/hc2ido

EB – White Smoke – Andrew Greeley

http://www.sendspace.com/file/7es1x4

EB – Emerald Magic (Great Tales of Irish Fantasy) – Andrew M. Greeley

http://www.sendspace.com/file/ggchdj

EB – Angel Fire – Andrew M Greeley

http://www.sendspace.com/file/gwv8q9

EB – God Game – Andrew M Greeley

http://www.sendspace.com/file/n3te6s

Resminden korkanlar gerçeğini karşılarında görselerdi, ne olurdu acaba ? :))) /// CC : @E_Sarizeybek @erdalsarizeybek


Avrupa Birliği (AB) :))))


Tele Kulak :))))


İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!