Günlük arşivler: Ekim 28, 2012

Tavuk mu kesiyon len hayırdır :)))))


H2O :)))))))) /// @siring


FAŞİST NEDİR ??? :))) /// @siring


FACEBOOK’A FELSEFİ BAKIŞ


Ağar’a VIP Balbay’a tecrit /// CC : @BalbayMustafa @MustafaBalbay @mbalbay35 @mustafabalbay35 @BalbayM


60 cezaevini ziyaret edip hazırladığı raporu CHP lideri Kılıçdaroğlu’na sunan CHP’li Ağbaba’dan çarpıcı tespitler: Ağar’a VIP Balbay’a tecrit!

Cumhuriyet– CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu üyesi Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, incelemelerde bulundukları 60 cezaeviyle ilgili hazırladıkları ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sundukları raporda, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere uygulanan “ayrımcılığı” gözler önüne serdi. Ağbaba, eski Emniyet Müdürü ve Bakan Mehmet Ağar “VIP cezaevinde” kalırken CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’a “tecrit” koşullarının reva görüldüğüne dikkat çekti. Ağbaba, Balbay gibi Silivri’de kalan mafya elebaşısı Sedat Peker’in ise cezaevinde “antetli kâğıt” bile bastırdığı saptamasına yer verdi.

Türkiye’deki 60 cezaevinde incelemelerde bulunan, Cüppeli Ahmet Hoca’dan Ergenekon ve Balyoz tutuklularına kadar, Hizbullah hükümlülerinden PKK ve KCK’lilere ve Pozantı’daki çocuk cezaevlerine kadar çok geniş bir kesimle görüşen CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri Özgür Özel ve Nurettin Demir, hazırladıkları raporda cezaevlerinin “fotoğrafı”nı çekerken çarpıcı saptamalara da yer verdi. Raporla ilgili Cumhuriyet’e bilgi veren CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu üyesi Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bazı cezaevlerinde hem davanın içeriğine göre hem de “etnik” ayrımcılık yapıldığı yakınmaları geldiğine işaret etti. Pozantı Cezaevi’nde kalan çocuklara yönelik “cinsel taciz ve tecavüz”de bu bakış açısının da etkili olduğunu kaydeden Ağbaba’nın tespitleri şöyle:

Ben terör örgütü lideriysem: İlker Başbuğ, görüşmemizde, “Ben terör örgütü lideri olarak yargılanıyorum. Size bir soru sorayım. Ben terör örgütü lideriysem bu başında bulunduğum Türk Silahlı Kuvvetleri ne olur?” dedi.

Kadınlara oyuk araması: Bir mektup geldi bize, KCK davasından yargılanan 6 kadın İzmir Şakran Cezaevi’nde çıplak arandığını iddia ediyor. Manisa milletvekilimiz Özgür Özel gitti. Şöyle bir sonuç çıktı: Kadınlar erkek gardiyanların önünde çırılçıplak soyundurularak oyuk araması yapılıyor. Dava açıldı. Şikâyetçi oldular. Savcının bilgisi var.

Raci Tetik’ler Osmaniye’de: Osmaniye Cezaevi’ne gittik. Osmaniye Cezaevi’nde bir müdür var. Müdür oranın komutanı, her şeyi, Gestaposu. Dün Mamak’ta Raci Tetik varsa bugün de cezaevlerinde onları aratmayacak müdürler var. Gelen ailelerin, kadınların iç çamaşırına kadar kontrol ediyorlar. Hizbullah davasından yargılanan Yasin Demir Sincan Cezaevi’nde. Onu ziyarete gittim. “Buradaki muameleden dolayı, benim kızlarım, eşim artık cezaevine beni ziyarete gelmek istemiyor” diyor.

F tiplerine bir ad verdik: “İzsiz işkence, sessiz ölüm.” Pozantı Cezaevi’nde bir çocuğa sorduk; “Gece uyuyamıyoruz” dedi. “Niye uyuyamıyorsun?” dedik. “On iki yaşındaki çocuğun çığlığından.” “Niye çığlık atıyor?” “Tecavüz çığlığı.” On iki yaşında… Benim on bir yaşında oğlum var. Yani on iki yaşındaki çocuğun çığlığından dolayı insanlar uyuyamıyor ve burada görev yapan müdürler terfi ettirildi. Bizim raporumuz üzerine o cezaevi kapatıldı.

Cezaevleri meselesi Türkiye’nin kanayan yarası. Mustafa Balbay’ın yanına gittik. Sayın Bakan, Silivri Cezaevi’ni gezdirdi, şöyle iyi, böyle iyi. Balbay bizim gibi seçilmiş bir milletvekili. Ağır tecrit uygulanıyor. Sedat Peker diye bir hükümlü var orada yatan. Aynı cezaevinde yatıyorlar. Peker’in özel bir görüşme odası var, milletvekillerinden daha lüks. Antetli kâğıtlara basılmış, kartları, özel kalemi var. “Cezaevinde ayrı muamele yapılmıyor” deniyor. Yapılıyor. Peker’in ayrı odası var, Balbay ağır tecrit altında, hücrede kalıyor. Mehmet Ağar da cezaevinde yatıyor, Mehmet Haberal da, Engin Alan da cezaevinde yatıyor. Alan’a da gittim, İbrahim Ayhan’a da gittim. Haberal’ın yattığı koşulları, bir de Ağar’ın yattığı koşulları görün. Ağar VIP cezaevinde yatıyor. Sayın Başbakan’ın yattığı gibi. Haberal, Alan, Balbay, Ayhan gibi insanlar da maalesef ağır bir tecrit içinde.

ESED VAHŞETİNE RAĞMEN BARIŞÇIL GÖSTERİLER SÜRÜYOR


İRAN ANALİZ / Suriyeli muhalif Muhammed el-Abdullah yaptığı konuşmasında tüm vahşete, katliamlara ve rejimin uyduruk iddialarına rağmen bayramın ilk gününde yaşanan protesto eylemlerinin Suriye’nin barışçıl devrimci karakterini gösterdiğini söyledi. Sözde ateşkes hikayesi ile karapropaganda yapmaya çalışan Esed işgal güçleri bayram boyunca yüzlerce insanı öldürüp, çok sayıda yerleşim yerini ise ağır bombardımanla vurdu. Bağımsız Suriye Merkezi ise “Allahuekber, Kulunu Muzaffer, Askerini İzzetli Kıldı ve Düşmanı Hezimete Uğrattı” başlıklı Cuma gösterilerinin istatistiklerini ülke genelinde 325 noktada 381 ayrı gösteri şeklinde kaydetti.

Suriyeli muhalif Muhammed el-Abdullah konuyla ilgili yaptığı açıklamasında 325 noktada eş zamanlı olarak 381 ayrı gösterinin düzenlenmesini, milyonlarca Suriyelinin bu barışçıl gösterilere katılmasını yorumladı.

Rejimin tüm vahşetine, tekbirlerin ve sloganların atıldığı barışçıl gösterilerin tanklarla, havan toplarıyla bombalaması ve kurşunlar yağdırmasına rağmen gösteriler genişleyerek tüm ülkeyi sarıyor. Milyonların katıldığı bu gösterilerin ne anlama geldiğini Abdullah şöyle yorumladı:

“Böylesi büyük çaplı gösterilerin ilk anlamı şudur: İnsanlarımız teslim olmadığını ve olmayacağını göstermiştir.

İkinci olarak; Özgür Suriye Ordusunun rejimin silahı karşısında halkı koruması zaruridir. Buna karşın askeri saldırılar azıcık azalsa ve hafiflese halkımız gösteriler düzenleyip bunlara katılmaktadır.

Dördüncü olarak; Esed rejimi silah kullanarak veya kullanmayarak da olsa savaşını kaybetmiştir. “

İnsani kayıpların çok büyük olduğunu kabul eden Muhammed Abdullah buna karşın devrimin çok büyük başarılar kazandığını, rejimin bir daha cüret edip dönemediği kurtarılmış bölgelerin varlığına işaret ederek rejimin sonunun başlangıcı olduğunu söyledi.

Kırk yıl boyunca çok ağır bedeller ödediklerini, şimdi de büyük beşeri kayıpları olduğunu kaydeden Suriyeli muhalif son ve bir kez olmak üzere bedelini ödeyip rejimi düşüreceklerini söyledi. Zaferin yakın olduğunu; bunu düşmanın uzak görmesine rağmen kendilerinin yakın gördüğünü belirterek cümlesini bitirdi.

VİDEO : ALL – AMERICA – MUST-SEE THIS – Breaking Reality (MUST SEE !!)


VİDEO : Amerika Gerçeği (Türkçe – İngilizce) /// Mutlaka izle ve izlet !!!!!!


TÜRKÇE VERSİYON

ENGLISH VERSION

CUMHURİYET ÇOCUĞU MUAZZEZ ANA’DAN MESAJ VAR !!!!!!! /// CC : @ulusalkanalTV @ulusalkanal


Sevgili Türkiye Gençlik Birliği’ne !!!

Bu Cumhuriyet Bayramını en genç üyeniz olarak sizin önünüzde yürüyecektim ama sağlık sorunum dolayısı ile ailem ve etrafım beni bırakmadılar. O yüzden size karşı, elimde olmayarak, yalancı çıktım ve çok da üzüldüm. Beni haklı göreceğinize inanıyorum. Bizim en önemli bayramımıza gölge düşürenlere karşı böyle bir eylemi gerçekleştirdiğiniz için sizleri candan kutlarım

Şu Türkiye topraklarında yaşayan herkes bu Cumhuriyet sayesinde yaşamakta, okumak, mevki sahibi olmakta, dinini istediği gibi yapmakta olduğunu bilmeli idi. Ne yazık ki, bunu bilemeyenler devletin başına geçtiler. Çağdaşlık yolunda büyük adamlar atan bu ülkeyi geri götürmeyi, insanlarımızı, birbirine düşman ederek bölmeyi, dolayısı ile ülkemizi yabancılara köle etmeyi amaçlayan bir hükümet başımızda.

Ey sevgili gençler! lkemizin bütün gençleri! Bu topraklar sizin! Oturduğunuz evi koruduğunuz gibi vatanınızı korumak en büyük göreviniz. Kimselere köle olmak istemiyorsanız, bu topraklardan atılmak istemiyorsanız, aydınlığı karartanlarla savaşacaksınız, tarihinizi asla unutmayacak , onu daha çok öğrenmeye çalışacaksınız .Laiklik olmadan demokrasi olmaz,demokrasi olmadan da insan gibi yaşanılmaz! Bunu da aklınızdan çıkarmayın. Size çok, ama pek çok güveniyorum ve güveniyoruz. Çıktığınız bu önemli yolda başarı ile ilerleyeceğinize inancımız sonsuz. Yolunuz açık, başınız dik olsun, sevgili gençler.

28 Ekim 2012-10-28

Muazzez İlmiye Çığ

Bekir Coskun: Cumhuriyet Bayrami’ndan Niye Korktun Usta.


Diktatörün korkuları farklıdır:

Tiyatrodan korkar mesela…

Heykelden korkar…

Mizahtan korkar…

Fıkra dinlesin, herkes gülerken suratı düşer…

Karikatürden korkar…

*

Bu kez korkusu; bayram…

Yoksa 29 Ekim Cumhuriyet Bayramıkutlamalarını niye yasaklayacaksın?..

Terörist değil gelen, eşkıya değil…

O koltuğuna oturduğun, seni adam eden rejimin çocukları, ellerinde bayrakları ile çıkacaklar, şarkılarını söyleyecekler…

İşte korku; şarkılar…

*

Cumhuriyetin koltuğuna oturuyorsun da, bayramından niye korkacaksın?..

Cumhuriyet ile barışık olsan, sevinmelisin hani…

*

Bu biber gazları, bu demir coplar, bu panzerler, bu zırhlı, bu miğferli, kalkanlı, silahlı, sis bombalı birlikler…

Tümü şu günlerde bayrama karşı…

29 Ekim…

Adı; Cumhuriyet Bayramı…

*

Korktunuz…

*

Çünkü…

Bizim dahi tamı tamına farkında olmadığımız bir gerçeği biliyorsun zalim; Cumhuriyeti silip atmak öyle kolay değilmiş…

Onu savunan ne kadar kurum varsa yıktınız…

Ne kadar kavramı varsa sildiniz…

Onu savunanları hapishanelere tıktınız…

Önünüze engel çıkma olasılığı olanların peşine düştünüz, fişlediniz, izlediniz, evlerini dinlediniz, yuvalarına kadar girdiniz, tutukladınız, hapishanelere doldurdunuz…

Sandınız ki bitti…

*

Bence hafife aldınız Cumhuriyeti…

Ve Cumhuriyetçileri…

Öylesine, sıradan, güçsüz ve kolay sandınız…

Tüydüler, tırstılar gibi geldi sanki…

*

Artık bizden iyi biliyorsun ki, değil işte…

Yürekli Atatürk sevdalıları bir orman gibi…

Cumhuriyet âşıkları deniz gibi dalga dalga…

Gökyüzü gibi sonu yok…

*

Korktunuz…

*

Bu kez korku; bayram…

Ve yasakladınız…

Korktuğunuzun tescilidir bu yasak…

Tarihte “Bayram korkusu” diye yer alacak…

*

Olsun…

29 Ekim Cumhuriyetimizin şanlı bayramıdır…

Cumhuriyetin çocukları bayramlarını kutlayacaklar…

Kutlu olsun…

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

Derin İstihbarat

strateji, güvenlik, araştırma, istihbarat, komplo teorileri, mizah, teknoloji, mk ultra, nwo

İSTİHBARAT

Şifresiz Yayın!